Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Mart 2012 Pazar

YARATICI YAZARLIK ATÖLYE ÇALIŞMASINDAN


 Betül Yılmaz yönetiminde, Şubat ayı sonunda başlayan "Yaratıcı Yazarlık Atölye Çalışması" dördüncü haftasını doldurdu.   

 Kişileştirme, toplumsal boyut- düşünsel boyut, çatışma, aksiyon planı ve olay dizisi  konu başlıkları üzerine çalışmalar yapılırken, ilk öykü denemeleri de gelmeye başladı atölyecilerden...
    Atölye çalışmalarından örnekleri yakında blog sayfasında yayınlamaya başlayacağız. Kimbilir, belki yeni blogculara da merhaba deriz bu sayede.

6 Mart 2012 Salı

İYİ GECELER ÖPÜCÜĞÜ/ NURDAN BEŞERGİL

"Yüzlerine bakan rakip olduklarını, gölgelerine bakan kardeş olduklarını anlardı. Yorgun oldukları ise her hallerinden belliydi..."

          Binlerce yıllık söylence, efsane, kutsal inanç; ismine ne derseniz deyin (Habil- Kabil Anlatısı) bu kadar az sözcükle ancak bu kadar keskin anlatılabilirdi. Nurdan Beşergil'in son kitabı " İyi Geceler Öpücüğü" daha açılış cümlesinde sizi sımsıkı sarıyor, aklınızın en ücra köşelerine kadar imgeler uçuşturuyor, hikâyeyi yeniden bir kez de kendi kaleminizden yazdırıyor, temposu ve anlatımı ile  gecenizin uykusuz geçmesine sebep oluyor. Kitabın son satırları, gün doğarken kulağınıza fısıldanan bir ninniye  dönüşüyor.

           Zamansız, mekânsız ve  isimsiz kahramanlardan oluşan,  yaşananlara bakacak olursanız daha 80. sayfasında bitmesi gereken ama yazara soracak olursanız anlatıldığı gibi olmayan, dünyanın ücra bir köşesinde an be an tekrarlanan bir hikâye. 

             Suçlu Kabil mi yoksa adına "insan" denilen, zaaflara bulanmış, hırslarına yenik düşmüş canlı mı? Kabil'in miydi taşı havaya kaldıran  el yoksa o "el"in havaya kalkması için ("Tanrı" dahil)  kardeşleri, anne ve babası ve hatta tüm kabile  yardım etmiş miydi? Kaderi kendi ellerimizle mi yazıyoruz yoksa yazılmış kaderi mi yaşıyoruz?

           Şiir gibi cümlelerinin- müziği olan kelimelerinin üzerinde aylarca çalışılmış, kurgusu santim santim hesaplanmış  İyi Geceler Öpücüğü, bildik bir efsanenin yeniden anlatımı değil. Büyük anlatı  içinde kaybolan,  başrol oyuncuları oldukları halde, figüranlığın lâyık görüldüğü kahramanlarının gerçek hikâyesi.