Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Aralık 2011 Cumartesi

PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ- ADALETİN BU MU DÜNYA!

İçinde "kendim" geçen bir yazı yazmak  zor olacak ama iş başa düşünce yapacak bir şey yok... 


   Önce Turgay abimizin korktuğumuz başımıza mı geldi dedirten gelemiyorum çocuklar haberini veren telefondaki titreyen, üzgün sesi  sonra tamam, ben varım diyen Avukat Serkan İncekaş'ın moral veren  desteği. Hadi o zaman birlikte yapalım deyip değişen son dakika programı ve sonuç: Adaletin bu mu dünya!... Bakmayın gülmemize, koltuk hiç rahat değildi.








Dostum, mahkeme-daşım Serkan, elinde dosyaları değilse de not kağıtları; bir tek siz değil beyler, bizler de muzdaribiz hak-hukuk-adalet üçlemesinden diyerek aldı sazı eline. İnsanımız pek sever ya, vahvahh bizden beter olanlar da varmış demeyi. Ben, acıyan bakışlar göremedim  dinleyenlerde (hatta birisi, beter olun diyor gibi geldi.) ama hiç olmazsa avukat bey başımda şöyle bir mesele var,  ablukasından kurtulduk. 






Adaletin aslında felsefenin alanı olduğunu iddia edince, işte böyle tuhaf bir yüz şekline bürünüyor insan. Serkan'ın endişeli bakışlarını ben de fotoğrafı görünce fark ettim.  Adam haklı, yerinde ben olsam o cümlemden sonra "ben"den  endişe ederdim.









Yağmur çamur demeden, sunumcular arasında benim olmama aldırmadan gelen sayın konuklar.. Haftaya da bekleriz.







1 yorum:

  1. bence iyi gitmiş...resimlere bakarak söylüyorum..
    hani nasıl derler, olur böyle şeyler önemli olan eldekilerle en iyisini yapabilme kabiliyeti..eh siz de bunu başarmışsınız işte..

    YanıtlaSil